Çocuğumun Öğretmeni ile Aynı Fikirde Değilsem Ne Yapmalı? (I)

Tüm ebeveynler bazen çocuklarının öğretmenleri ile ilgili endişeye kapılır. Öğretmen, çocuğun ihtiyaçlarını karşılayacak duyarlılıkta olmayabilir. Aileler bu tür sıkıntıları ancak çocukları onlara net bir şekilde konuyu aktardıklarında anlayabilir. “Öğretmen bugün dışarıda oynamama izin vermedi çünkü Ahmet’in şakasına güldüm.” ya da “Öğretmenim ne zaman konuşmak istesem beni şşşşş diyerek susturuyor.” gibi şikâyetler duyduklarında ebeveynler öğretmen hakkında fikir sahibi olur.
Bizzat görüşmeler yaparak öğretmeni yakından tanımak mümkündür. Ebeveynler çoğu zaman, “Neden çocukların soru sormasına izin vermiyor?” “Keşke biraz daha sıcakkanlı olsaydı!” ya da “Çocuklar gürültü yaptıklarında çok fazla kızıyor.” diye düşünür ve böyle bir memnuniyetsizlik yaşadıklarında kendilerini çaresiz hissedebilir. Yine de ebeveynlerin sınıf ortamında sağlayabilecekleri değişiklikler hafife alınmamalıdır.
Öncelikle yapılması gereken ilk iş çocuğun anlattıklarını dikkatlice dinlemek ve akıl süzgecinden geçirmektir. “Çocuğun şikâyetleri ne sıklıkta gerçekleşiyor?” “Çalışması ve kendine olan güveni öğretmeni tarafından zedeleniyor mu?” gibi soruların cevaplarının bilinmesi gereklidir. Bir gün çocuğa berbat ve kötü gibi görünen bir şey, diğer bir gün önemsenmeyen bir konuya dönüşebilir çünkü çocuklar abartmayı çok sever ve bazen kendi eksiklerini kapatabilmek için öğretmenini suçlar.
Eğer çocuğun şikâyetleri mantıklıysa, ebeveyn öğretmeni arayıp görüşme talep etmeli ve sorunun kaynağını araştırmalıdır. Bazı ebeveynler öğretmenin tepkisinden çekinir ve çocuğunu kötü bir duruma düşürmek istemez.
Yine de şikâyetler saygılı bir ses tonuyla ifade edildiği takdirde sorun çıkmayacaktır. Bu, ebeveynin en doğal hakkıdır ve yapılması gereken öğretmenle karşılıklı görüşerek durumun ne şekilde düzeltilebileceğini tespit etmektir. Böyle bir görüşme ayarladığınızda, hazırlıklı olmanız yerinde olacaktır. Birtakım notlar alıp, sorunlara getirdiğiniz çözüm önerilerini kaydetmeli, öğretmenle kibarca konuşmaya başlayarak, “İkimiz de Melisa’nın iyiliğini istiyoruz.” gibi bir yaklaşımla taraf olmadığınızı göstermelisiniz.
